İsmim Şeref Baco 26/01/1977 tarihinde Bursa'da doğdum.Çocukluğumdan beri oynar kuşunun içinde büyüdüm.Babam rahmetli Mehmet Baco(MANAV MEHMET-KOĞUKÇINAR) sayesinde oynar kuşuna olan hayranlığım arttı.Şuan İSMET ÖZGEÇ damıdeğer TERZİ İSMET'in kuşlarından beslemekteyim.Kendisi 45 senedir bu kuşlara emek vermekte olan değerli bir ustamızdır.Elimdeki soy 3 koldan oluşmaktadır.YEMCİ ŞERİF DAYI-BOYACI RECEP USTA VE SARI NECATİ.Amacım bazı yetiştiriciler gibi kapalı kümes bakıp fahiş fiyatlara satılan ama uçamayan bile bana göre süs kuşu oynarlardan beslemek değil,uçtuğunda hakkını veren ama yere indiğindede güzelliği ve terbiyesiyle adamın ciğerini yakan GERÇEK OYNAR beslemektir.....

17 Eylül 2011 Cumartesi

PARAMYXOVİRÜS--Sallabaş Hastalığı



     Güvercinler üzerinde bulaşıcı bir seyir izleyen bu hastalık ilk defa 1982 yılında Almanyada keşfedildi.
Uluslararası büyük ve eğlenceli bir güvercin şovundan hemen sonra bu hastalık, 1982/83 kışında
soylu güvercinlerde görüldü.

    Yarışma sezonunun startından sonra, 1983 yazında, yarışma güvercinler dahil çok sayıda güvercinde bu hastalık görüldü ve
önemli sayıda ölümler oldu.

    Güvercin Paramyxovirüsü, atypical kümes hayvanı haşeresi virüsü (Newcastle hastalığı) ile yakın akrabadır.
Virüs kuşdan kuşa direk kontak yoluyla ya da pathogen (virüs taşıyıcı) içeren kuş atıklarıyla yayılır.
Bu kuş atıkları böcekler, sinekler, sivrisinekler, fareler, sıçanlar ve insanlar tarafından etrafa taşınır ve yayılır.
   Hastalığın ilk emarelerinde kuşlarda aşırı su içme ve sulu dışkı bırakma, hemen ardından bazı kuşlarda
haraket etme güçlüğü şeklinde merkezi sinir sistemi düzensizlikleri, boyunlarda halsizlik ve aşağı bükülme, korkaklık ve ürkeklik,
vücudun sürekli tipik kıvrılma hareketleri.bu hastalığın var olduğuna dair şüphe duyuyorsanız,erken safhalarda hastalığı tespit etmeye çalışıyorsanız,bu sinirsel düzensizlikler ve gergin davranışlar yeterli neden olabilir. Kendisinde Paramyxovirüs olduğu şüphenilen bir güvercin alışık olmadığı bir pozisyona konulur, mesela; sırtüstü yatırılır ya da eller çaplatarak kuş korkutulur. Yukardaki ürkütme durumlarında, Paramyxovirüs'e yakalanmış bir kuş bir daha  havalanma refleksini kontrol edemez. Güvercin ya bir duvara doğru uçabilir ya da yere devrilir.
Hastalığa bulaşmış güvercin yemlerini yerken tuhaf davranır. Yemini almak için çalışır, ama tam uzanırken kafası yana kayar
ve yemini ıskalar. Bu durum güvercin yemini yiyebilme kaabiliyetini tamamen kaybedene kadar devam eder. Hastalığa yakalanmış güvercinlerin bazıları çabuk bir şekilde ölür ama büyük bir çoğunluğu yaşamaya devam eder ve yavaş gelişme gösterir.
 
Eğer Hastalıktan şüpheleniliyorsa yapılması gerekenler:
 
- Virüs'ün yayılmasını  engellemek için durum netleşene kadar
Yavaş ve kademeli tedbir ölçümleri alınmalı.
Hemen alınması gereken en önemli tedbir hastalığın nedenini belirlemektir.
- Bu amaçla önceden tanımlanmış laboratuvar testleri yapılmalıdır.
- Araştırma ve laboratuvar testleri esnasında Paramyxovirüs'un dışında bulunan
bütün hastalıklar öncelikli olarak tedavi edilmelidir.
- Virüs'ün bulaşması süreci beraberindeki diğer hastalıkların yok edilmesi ile birlikte yavaşlar.
- Gözle görülebilir hastalık belirtileri(diarrhea(dışkının sık atılması ve
normal olmaması), merkezi sinir sistemi bozuklukları) olan güvercinler
kümesteki diğer kuşlardan ayrılmalı ve tedaviye başlanmalı.
- Virüs kapmış olan kuşlara geniş yüzeyli kaplarda su verilmeli çünkü
sinirsel düzensizliği olan güvercinler sık sık normal kabından suyu içme
yeteneğini kaybetmeye başlar.
- Merkezi sinir sistemi düzensizliği gösteren virüs kapmış bu kuşlar ayrı olarak
beslenmeli.
- Çünkü diğer kuşlar bütün yemleri çabucak yedikleri için
virüs kapmış olan güvercin diğerlerinin yanında zorluk yaşayabilir.
 
 Paramyxovirüs varlığı tespit edildiyse yapılacak Ugulamalar:
 
- Virüs bulaşması antibiyotik içeren ilaçlar verilerek tedavi edilemeyebilir.
- Bu tür pathogen (virüs taşıyıcı)'lerin yaydığı bulaşıcı hastalıkları ancak aşı
engelleyebilir.
- Günümüzeki bulgulara göre, aşı tarafından hastalığa karşı bağışıklık sadece 6 ay sürmektedir.
- Eğer tedavi umutları çok zayıf ise merkezi sinir sistemi düzensizliği olan
bütün kuşlar imha edilmeli.
- Ancak bir çok kuş meraklısı değerli kuşlarını öldürmek istemez ve onları sadece
kümesteki diğer kuşlardan ayırır.
- Virüs kapmış kuşun aşıyla tedavisi mümkün değildir.
- Virüsün  yayılmasını engelleyen acil müdahele aşıları, sağlıklı gözükseler bile
tüm kuşlara uygulanmalıdır.
- Acil müdahele aşısından sonra vücudun virüse karşı savaşmak için ürettiği
maddenin oluşması 2 veya 3 hafta sürer.
- Bu zaman süreci içersinde hastalığın daha ileri safhaları görülebilir.
Aşılama esnasında kuluçka dönemindeki virüs kapmış olan kuşlar hastalığın hiç bir belirtisini
göstermeyebilir.
- Herhangi bir hastalık belirtisi gözlenmemiş bile olsa
- Virüs bulaşmış, kümesin içinde veya civarında bulunan ve onunla
temas halinde olan bütün güvercinler aşılanmalıdır.
- Aşıyı daha etkili kılmak için hijyenik ve mikroplardan arındırılmış bir ortam
hazırlanmalıdır: Kuş dışkıları, yem artıkları ve çöpler kümes temizliği esnasında
günlük olarak değiştirilmelidir.
- Ayrıca temizlenen yüzeyler mikroplardan arındırılmalıdır.
 
Destekleyici Ugulamalar:

Özellikle B içeren vitaminler ve içme suyuna karıştırılmış elekrolit tipinde
vücut tuzları.
Barsaklardaki mikroplara karşı faydalı bakteriler.
Virüsün neden olduğu, ortaya çıkan diğer hastalıklarda tedavi edilmeli.
 
Tedavi seçeneği:

Colombovac pmv/pox., güvercinlerde Paramyxovirüs ve çiçek hastalığını önlemek için hepsi içinde bir enjeksiyon.
Bu iğne, güvercinin boynunun arka kısmının yukarı baş bölgesi civarına, derinin altına enjekte edilir.
Her bir güvercin için dozaj 0.2cc'dir. yaşı 6 haftadan küçük olan kuşlara bu aşı uygulanmaz.
Kullanım öncesi ve sonrası ilaç buzdolabında saklanmalıdır.
ilacı açtıktan sonra hepsini kullan, kullanılmayıp artan ilaçları ve şırıngaları çöpe at.
 
 
Açıklama:

Her bir Colombovac PMV 0.2 ml doz içerir.

Ters etkiler:
 
İğne yapılmış olan bölgede geçici bir şişlik oluşabilir.Eğer ters etkiler ortaya çıkarsa veterinerle hemen temasa geçilmelidir.
Aşı 6 haftadan küçük kuşlara uygulanmalıdır.
Dozaj, İzlenecek yöntem :
Aşılama cetveli:
İlacın tümünü şırıngaya çekmeden önce şişe iyice çalkalanmalıdır.
Çektiğin tüm Colombovac PMV'ı, donmuş, kuru ve yumak halindeki Colombovac Pox aşı şişesine şırıngayla boşalt ve
kullanmadan önce iyice çalkala.
Hazırlanan ilaç en az iki saat içinde kullanılmalıdır.
Her bir güvercine 0,2 ml doz uygulanmalıdır.Aşı deri altına, baş kısmının boyunla birleştiği arka bölgeye uygulanmalıdır.
Kümeste bulunan tüm kuşlara bu aşı uygulanmalıdır.
Aşılamadan sonra, 21 gün boyunca kuşun sindirim sistemi düzelene kadar diğer kuşlardan uzak tutun
Eğer sürekli kuşu virüsten korumak istiyorsanız yılda bir kez bu aşı uygulanabilir.
Gösteri amaçlı kuş besliyorsanız yılda bir kez yarışmalardan en geç 21 gün önce bu aşı uygulanabilir.
 
Saklama koşulları ve Süresi:

Colombovac PMV: 36 Ay
Colombovac Pox: 36 Ay
ilacı 2°C - 8°C arasında muhafaza edin ve ışıktan uzak tutun.
İlacı sakın dondurmayın.

Paket ölçüleri:

Bir paket içinde:
Colombovac Pox aşı paketi 50 doz donmuş, kuru ilaç şişesi içerir.
Colombovac PMV  aşı paketi 50 doz sıvı ilaç şişesi içerir.

SALMONELLOSİS- Salmonella hastalığı



SALMONELLOSİS
Salmonella hastalığı, tedavisi ve  yapılması gerekenler

Salmonellosis (Paratyphoid, Leg Paralysis, Wing Paralysis ) bakterisel bir hastalıktır.
Hangi organın etkilendiğine bağlı olarak farklı belirtileri vardır.
Genç güvercinlerde yüksek sayıda ölümlere neden olur.
vücutlarında pathogen(taşıyıcı organizma) barındırdıkları ve herhangi gözle görülebilir bir belirti göstermeden onları dışarı attıkları sürece
enfeksiyondan kurtulan kuşlar bakterinin devamlı taşıyıcısı olur.
Taşıyıcı kuşlar, özellikle genç kuşlar olmak üzere tüm kümesi tehlikeye sokarlar.
salmonellae bakterisi barsaklarda yerleşir ve nemli ortam içinde hareket edemeyen kamçılara sahiptirler.
 Bu bakterinin taşıyıcı mikro-organizması dışkı yoluyla, öğütülmüş yemle, salyayla ve enfeksiyon kapmış yumurta ile dışarı atılır.
Salmonellae, içme suyu veya yem yoluyla, hatta yavrularını severken veya beslerken güvercinlerin vücuduna girer.
Hatta taşıyıcı mikro-organizma(pathogen) nefes alırken bile içinde bulunduğu toz vasıtası ile kuşa bulaşabilir.
Satın alınmış ya da başı boş dolaşan yeni enfeksiyon kapmış bir güvercinin kümese konulmasıyla diğer kuşlara taşıyıcı mikro-organizmanın transferi gerçekleşir.
Salmonellae hastalığının dört farklı tipi vardır:
Barsak tipi:
Bu tip, çamurumsu/sulu, kahverengimsiden yeşilimsiye kadar ishalli dışkılara neden olur.
Dışkıların etrafında sıvı olup, sindirilmemiş lapa şeklinde yemler içerebilir.
Barsaklar kızarık ve ağrı verir, yemler besin üretmesi için öğütülemez.
Güvercinin vücudu artık besinleri ayrıştırıp ememediği için, kendi kan şekerini tüketmeye başlar ve kan şekeri azalmaya başladığında ise
güvercin birikmiş vücut yağlarını tüketmeye başlar ve ardından nihayetinde kendi proteinini yani kas dokularını tüketir.

Eklem tipi:
Salmonellae, sindirilmiş yiyeceklerde çok çabuk çoğalır.
Tahrip ettiği barsak duvarları vasıtasıyla bakteri kolaylıkla kana karışır.
Kanın akışı ile bakteri hastalığı bütün vücuda taşır.
Taşıyıcı mikro organizma, acı verdiği, iltihaplara neden olduğu güvercinlerin eklem yerlerine yerleşir.
Eklemlerdeki biriken sıvının yol açtığı artan şekil değişikliğine güvercinin vücudu reaksiyon gösterir ve bu kısım şişer.
İltihaplanma, güvercinin kanatlarının aşağı sarkmasıyla ya da eklem yerlerine gelen baskıyı ve ağrıyı azaltmak için kuşun ayaklarını yukarı kaldırmasıyla kendini gösterir.

Organ bulaşması:
Hastalık vücudun değişik organlarına dağılıp, çoğalabilir özellikle; karaciğer, böbrekler, dalak, kalp ve pankreas.
Organlarda sarımsı gri bezeler oluşur.
Organlardaki değişikler, kuştaki tepkisizlik hali hariç herhangi bir dış belirti ile anlaşılmaz.
Ayrıca soluk alışlarda farklılık ve hızla artan halsizlik görülür.

Sinir sistemi düzensizliği:

 Salmonellae beyine ve kemik iliğine girip buralarda iltihaplanmalara neden olabilir.
İltihaplanmanın sonucu olarak, duyu dengesinin bozulmasına neden olan beyin hücrelerine uygulanan baskı artar ve kuş felç olur.

Tavsiye edilen ilaç:

Baytril 10%(ayrıca e-coli ve ornithosis hastalıklarına da iyi gelir)
Hangi ilacın tedavide kullanılması gerektiği kararı konusunda, bakterisel enjeksiyon ve ilaç duyarlılığı ilk seçenektir.
O yüzden Baytril, bakterisel enfeksiyonlara karşı hemen hemen tüm hastalıklarda etkili olduğu için en iyi seçenektir.
Tabletler önlem : Tek bir kuş için 14 gün boyunca 1 tablet.
Likid: Kümesdeki tüm kuşların tedavisi için 3,75 litre içme suyuna 4cc sıvı Baytril(10 günlük tedavi süreci için).
Likid:Tek bir kuş için, 3 veya 4 damla baytril 14 gün boyunca kuşun boğazına damlatılır.

Güvercin Hastalıkları--TRİCHOMONİASİS


TRİCHOMONİASİS  Hastalığı ve Tedavisi

Tanımı:
   Trichomoniasis en çok yerli kümes hayvanları, güvercinler, kumrular ve şahinlerde görülen, boğazın içinde caseous(peyniri andıran biyolojik bir oluşum) birikmesi ile oluşan ve genellikle kilo
kaybına neden olan bir hastalıktır.
Hastalığın diğer adları “canker,” “roup ve şahinlerde “frounce”'dur.

Nedenleri :
  Hastalığa, burun kanallarında, ağızda, boğazda, yutakta ve diğer organlarda yaşayan kamçı biçiminde tek hücreli Trichomonas gallinae adında bir organizma neden olur.
Şiddetli salgınlar tavuklarda ve hindilerde bazen rastlansada, bu hastalık yerli kümes hayvanlarına nazaran, yerli güvercin ve yaban kumrularında daha yaygındır.
T gallinae'nin bazı türleri, güvercin ve kumrularda yüksek miktarda ölüme neden olmaktadır.
Şahinler hastalıklı kuşları yedikten sonra hastalığa yakalanabilirler ve ciğerlerinde doku bozulması, yara bere meydana gelir ayrıca boğazlarıda aynı duruma gelebilir.
 Güvercinler ve Kumrular hastalığı virüs bulaşmış güvercin sütüyle(güvercinin yavruları için ağzında öğüttüğü mama) civcivlerine bulaştırır.
Tavuk ve hindiler hastalığı en çok virüs bulaşmış içme suyu kaynaklarından kaparlar.

Hastalığın yayılımı:
 
Hastalık hızlı bir şekilde yayılır.
Hastalığın neden olduğu ilk ur, küçük olup ağız mukozasının sarı bölgelerinde ortaya çıkar.
Toplu halde yaşayarak, hızlı yayılırlar ve sürekli ve tamamen yemek borusunu tıkarlar, ayrıca kuşun ağzını kapatmasına engel olurlar.
Kuşun ağzında çok fazla sıvı oluşumu ortaya çıkabilir.
Gözlerde yoğun sıvı akıntısı olur ve daha ileri safhalarda bu akıntı kuşlarda körlüğe neden olabilir.
Kuşlar çok çabuk kilo kaybına uğrar, güçsüzleşir ve halsizleşir ve bazen 8-10 gün içinde ölürler.
Kronik bulaşmalarda, trichomonads boğazın mukoza zarlarında faaliyetini sürdürsede, kuşlar sağlıklı gözükür.
Ağız ve yutakda bol miktarda görülen virüsün yayılımı kafatasına kadar ilerleyebilir ve bazen boynu saran dokulara kadar ilerler.
Yemek borusu ve kursakda görülen zedelenmeler sarı, yumru şeklinde, merkezi koni biçiminde peynirimsi yapıda, ucunda memesi olan ve "sarı düğmeler" olarak adlandırılan
bir yapıdır.

Teşhis:
 
  T gallinae virüsünün neden olduğu urlar ve bereler şeklen kendine özgüdür ama belirtileri frengi ve diğer hastalıklara benzer.
Trichomonads'ın varlığını görmek için, boğazdaki sümük dokusundan parça alınıp, mikroskopik testler yapılarak hastalık doğrulanır.
 
Kontrol:
 
Güvercinlerdeki T gallinae enfeksiyonu, yemlenme sürecinde yavrulara kolayca bulaştığı için, kronik olarak enfeksiyon kapmış kuşlar
çiftleşme dönemindeki kuşlardan ayrılmalıdır.

ALINTIDIR...
 

Güvercin Hastalıkları--E-COLİ



E-COLİ ( ekoli ) Hastalığı ve Tedavisi

Escherichia coli, daha iyi bilinen adıyla E. coli, güvercinleri sık görülen bir bakteri hastalığıdır.
Bakterinin güvercinin dışkısında var olması normal kabul edilir ama  E. coli'nin belirli türleri oldukça zararlı
pathogenic(bakteriyi taşıyan mikro-organizma) olabilir.
E. coli enfeksiyonunun belirtileri paratyphoid, PMV gibi diğer hastalıklarda görülen belirtileri andırır:
Kilo kaybı, ishal, embriyo ölümü, eklem iltihabı hatta kafa eğriliği.
Hatalığın belirtileri çeşitlidir çünkü E. Coli bakterisi güvercin vücudunun her bölgesine yerleşir.
Çok sık olarak, genç kuşlar yuvalarda ölür ve erişkin olanlar bitkin düşüp kilo kaybederler.
Bu hastalık hem genç kuşları hemde olgun kuşları etkiler ve genellikle yarışma, beslenme ve aşırı kalabalıktan dolayı oluşan
stresten ortaya çıkar.
Bu bakteri genç kuşlarda sık sık adenovirus ile birlikte bulunur.
E. Coli eskiye nazaran günümüzde güvercinlerde daha yagın görülür.
Bakteri enfeksiyonlu tozlarla, enfeksiyonlu dışkıyla ve enfeksiyonlu dışkıyla irtibatta bulunmuş yumurtayla kümesi istila eder.
Enfeksiyon kapmış yetişkin güvercinler bakteriyi dışkı yoluyla dışarı atarlar ve bakteri oldukça hızlı bir şekilde tüm kümese yayılır.
Enfeksiyon kapmış güvercinlerin dışkısı gevşek, mukozumsu salgı kıvamında ve yeşilimsi sarı görünümlüdür.
Dışkıların bazen tiksindirici kokusu vardır.
Arada bir, bazı kuşlarda aşırı burun akıntısı görülür ve hastalıkla ilgili olarak soluk alma sorunları  ortaya çıkar.
İlk önlemler için kümesi hijyen hale getirmke ve enfeksiyonlu dışkıları yemlerden ve sudan uzak tutmak gerekir.
Kümesteki toz ve amonyak seviyesini düşük tutmak ayrıca hastalığın yayılmasını engelleyici faktörlerdir.

Tavsiye edilen ilaç:

Baytril 10%.
Bakteri enjeksiyonu ve ilaç duyarlılığı hangi ilacın uygun olduğu konusunda karar vermek için en önemli unsurlardır.
Baytril, bakteri enfeksiyonlarına karşı çoğu kuş hastalıklarına etkili olduğu için en iyi ilaçtır.
Tabletler: Tekli tedavileriçin 14 gün süresince 1 tablet.
Likid: Kümesdeki tüm kuşların tedavisi için 3,75 litre içme suyuna 4cc sıvı Baytril(10 gün süren tedavi için).
Likid:Tek bir kuş için, 3 veya 4 damla baytril 14 gün boyunca kuşun boğazına damlatılır.

ALINTIDIR...

16 Eylül 2011 Cuma

Bursa Oynar Güvercini-NURULLAH MURAT

BURSA IRKIMIZ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Bilindiği üzere “Bursa” denince akla güvercin ırkı olarak ilk önce Bursa dışında “Bursa Kuşu” adıyla bilinen fakat Bursa’da “Oynar” adıyla tanınan güvercin akla gelir. İsminden de anlaşılacağı gibi Oynar ırkı gerçekten Bursa ile özdeşleşmiştir. Fakat Oynar’ın geçmişine ve bu gününe bakınca karşımıza üzerinde düşünülmesi gereken bazı gerçekler ortaya çıkmaktadır.

Ülkemizde birçok güvercin ırkının başına gelenler maalesef Oynar kuşunun da başına gelmiştir. Günümüzde güvercinler neredeyse sadece kostümüne bakılarak alınıp satılmaktadırlar. Bu da güvercinlerde aranması gereken diğer özelliklerin zamanla ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Bu yaklaşım tüm güvercin sevenler tarafından tasvip edilmese gerek. Oynar kuşu bundan yaklaşık olarak 30 – 35 yıl öncesine kadar yüksekten  (Trakya ırkı gibi) makara şeklinde takla atan bir ırktı.  Fakat daha sonraları oynar yetiştiricileri nedense oynarın bu özelliğini ortadan kaldırmak istemişlerdir. Günümüzde Oynar yetiştiricilerine sorduğunuzda “Oynar makara atmaz” cevabını alıyorsunuz. Yine aynı şekilde makara yapan Oynar’a da iyi bakılmıyor. Sonuçta bir Oynar sırf kendi ırkına has özellikleri sergiliyor diye eleştiriliyor artık. Peki neden ..? Bu konuda tatmin edici cevaplar alabilmeyi isterdim!

Maalesef Oynar ırkı şu an eskisi gibi çok uçmuyor. Çünkü biz onu sadece kostümüne göre değerlendirdik ve kendi ırkına has olan 7-8 saat gibi bir uçma süresinin de zaman içerisinde kaybolmasına sebep olduk. Bu gün pek çok kişi çalınma korkusundan dolayı kuşlarını ya uçurmuyor yada kapalı olarak beslemek zorunda kalıyor. Bunun da uçuş özelliklerinin kaybolmasında etkisi büyük olabilir. Bir başka sebep ise “kuş tacirleri”... Tacirler satacakları kuşları allayıp-pullayarak ırkın olması gereken özelliklerini bir kenara koyuyorlar. Bir zaman sonra onların söyledikleri veya uydurdukları şeyler genel kabul görmeye başlıyor.

Bu gün Oynar ırkı en fazla üç saat uçabilen, makara yapmayan, hızlı ve seri bir kuş olup çıkmıştır. Oynarın hızlı uçması kendi özelliğidir. Hızlı uçuş diğer ırklara kıyasla daha seri uçup kanat atışlarını da kanatlarını yarım açarak yapmasıdır. Buna makas yaparak uçma da deniyor. Oynar hızlı yükselip hızlı alçalabilen ve bunları yaparken makas yapabilen bir kuştur. Yapısı gereği sert ve ürkek olup pırıltıya karşı pek duyarlılığının olduğu söylenemez.

Oynarla ilgili olarak eskilerden beri kullanılan bir deyim vardır. Aktarmadan geçmek olmaz; “Oynar’ın hası kalpten siler pası” derler. Ayrıca Bursa’nın bir ilçesi olan İnegöl’de beslenen oynarlar ile Bursa merkezde yetiştirilenler bir tutulamaz. Nedenine gelince; Bursa ve İnegöl yetiştiricilerinin kendilerine göre aradıkları bazı özellikler vardır. Bu da farklılıklara sebep olmaktadır. İyi bir Oynar’ı bulabilmek maalesef epey zordur. Oynar besleyenlere mi has yoksa sadece Bursa‘ya mı has bilemem ama elinde iyi kuşu olanlar kimseyle paylaşmak istemezler. Onlar için maddiyat pek önemli değildir, önemli olan aynı kuşlardan kendilerinden başka kimsede olmamasıdır...

Nurullah MURAT
BURSA

Bursa Oynar Güvercini Özellikleri-İRFAN BOZKURT

BURSA
Bursa ilimizden adını alan bu güvercin ırkı Bursa'dan başka ağırlıklı olarak İstanbul, İnegöl, Mustafakemalpaşa ve Afyon yörelerinde yetiştirilmektedir. Yerel ismi "Oynar" olan Bursa ırkı Osmanlı Devleti  zamanında da  yetiştirilmiş bir ırktır. Özellikle Bursa'da babadan oğula devretmiş, 60-70 yıl öncesinden  günümüze kadar nesilleri takip edildiği bilinen Bursa ailelerine rastlamak mümkündür.

Başlıca renkleri  siyah kanat akkuyruk, akkanat akkuyruk ve beyaz olan Bursa ırkının
 ( Diğerrenk tanımlarını sayfanın altında bulabilirsiniz) 12 tel kuyruk yapısı ve kuyruküstü yağ bezesi bulunur. Bursa bu özellikleriyle "Mülakat"  ve "Çakal"  ırkından hemen ayrılır. Kuyruğun alt ve üst kapakları siyah olmalı yalnızca 12 tel kuyruk ve altındaki ince kapak beyaz bulunmalıdır.  Siyah kanat akkuyruklarda beyaz gaganın ucundaki siyahlık tercih edilirken akkanat akkuyruklarda ise kanat uçlarındaki beyaz teleklerin 7-7 formunda olmasına dikkat edilir. 

Dik duruşlu, neşeli ve hareketli bir yapıya sahiptirler. Orta irilikteki vücut yapısında geniş ve dışa çıkık bir göğüs, uzun ve kalın yapılı beyaz bir gaga ilk dikkati çeken özelliklerdendir. Kanatları vücuduyla orantılı olarak normal uzunluktadır. Burun üzerinden başlayan alın yapısının öne doğru çıkık olması yine önemli bir özelliktir. Göz çevresindeki etli yapı kesinlikle beyaz ve belirgin olmalıdır. Sarı veya kırmızı etli göz çevresi istenilmez. Göz rengide çok önemli olup beyaz veya mavimsi beyaz olmasına dikkat edilir.

Bursa ırkının taşıdığı siyah renk tonuna hemen hemen başka hiç bir güvercin ırkında rastlanılmaz. Hatta diğer güvercin ırklarındaki parlak siyah renk tarif edilirken "Bursa kuşu gibi" ifadesi çokça kullanılır. Yanar-döner çok parlak bir siyah rengi yine başka hiç bir güvercin ırkında rastlanılamayacak kadar kırmızı ayaklar taşır. Beyaz tırnakların standart olduğu ayaklarda bilekten aşağısının temiz yani kesinlikle tüysüz-tozluksuz olması gerekir.

Biçimsel özellikleri keskin elemelerden geçirilen Bursa ırkı "makaracı" ırklarımızdan biridir. Sakin karakteri uçuşa geçeceği anda telaşlanmasıyla değişir. Sert kanat atışlarıyla çok farklı yüksekliklerde alıştırmaya bağlı olarak yaklaşık 4-5 saat uçar. Ortalama 10 güvercinlik gruplar halinde uçurulurlar. Birbirlerini takip ederler ama biraz mesafe aralığı vererek kısmen dağınık uçarlar. Yanlarına refakatci verilmez, pırıltıya duyarlılıkları yoktur. Bu yönüyle havada kontrol edilmeleri zordur. Salmalarından oldukça açılabilirler. Diğer salmalara ve havada karşılaştıkları diğer gruplara aldırış etmeden gezerek uçarlar. Salmalarına inmelerine yakın veya çok yüksekteyken makaraya girerler. Bulut yüksekliğinde makaraya girdiklerinde grupta kısmi bir dağılma görülürken ortalama 1-5 arası kombinasyonlarla makaraya girmeleri seyretmeye değer bir görüntüdür. Kanat döverek veya uçuş sırasında aniden başları tam kuyruk üstüne gelecek şekilde kanatları açık pozisyonda makaralarını sergilerler. Yere inişlerinde zorlanırlar, salmalarının üzerinden bir kaç teğet geçme sonrasında aniden iniş yaparlar.

Havada sergiledikleri bir başka farklı görüntü ise ani yükselti değiştirmeleridir. Yükseklerdeyken aniden kanat atarak 45 derecelik açıyla dalmaya benzer bir hareket göstererek hızla alçalırlar, sonra tekrar hızla yükselmeye başlarlar. Şahin veya atmaca saldırısı anında bu özelliklerini kullanarak onlardan ustalıkla uzaklaşabilirler.

Bursa ırkı alıştığı salmadan başka hiç bir salmaya itibar etmezken satıldığı yere çok çabuk alışır. Yalnız bir kerelik alıştırma eğitimi dahi Bursa ırkının sadık uçucu olması için çoğu kez yeterlidir. Uçuş eğitimi alanların 45-50 km. mesafeden evlerine dönmeleri beklenir. Buradan anlaşılacağı gibi yavrular uçuş eğitimi alırken ve sonrasında pek problem çıkarmazlar. Bakımı kolay olan Bursa ırkının dayanıklılığı ve mükemmel yavru bakımı yetiştiricisine  sağladığı avantajlardandır.

Bursa yetiştiricileri çok hassas kriterlerle ırkı muhafaza ettiklerinden dolayı bugün arı ve mükemmel ailelere rastlamak ülkemiz yetiştiriciliği adına gurur vericidir.

İRFAN BOZKURT
 


KARABAŞ : Sadece kanat-kuyruk beyaz ve kafa siyah ise.
KARAKANAT : Sadece kuyruk tüyleri beyaz ise.
AKMAN : Kafa döneklerdeki gibi tamamen kesme beyaz ise.
ABRAS : Kafadaki beyazlık alında ise.
KİLİTLİ : Beyazlık gözden göze şerit gibi birleşirse.
SÜRMELİ veya ÇEKMELİ : Beyazlık göz hizasından kafanın arkasına doğru giderse.
NOKTALI- MUSKALI- YAŞMAKLI : Kafada gaga altında beyazlık varsa beyazlığın büyüklüğüne göre sırayla (azdan çokluğa) "Noktalı", "Muskalı", "Yaşmaklı" ismini alır.

Mavi renkli olanlar ayrı bir irk olup 
"MÜLAKAT" denir. Mülakat uzlaşma anlamındadır. Yabani güvercinle Bursa OYNAR'ın eşleşmesi ile elde edildiği sanılmaktadır.